Psikolojik sağlamlık, zorluklar, travma, trajedi, tehditler veya aile ve ilişki sorunları, ciddi sağlık sorunları veya iş yeri ve finansal problemler gibi önemli stres kaynakları karşısında iyi uyum sağlama süreci olarak tanımlanabilir. Bir diğer deyişle psikolojik sağlamlık, zor deneyimlerden sonra kendini toparlayabilmek ve bir büyüme ve gelişme becerisine sahip olmak anlamına gelir.
Nehirde bir bot gezisine çıkacağınızı hayal edin. Diyelim ki yol haritanız, sakince akan su ve sığ bölgelerin yanı sıra akıntılar ve keskin dönüşlerle de karşılaşacağınızı gösteriyor. Bu zorlu suları güvenli bir şekilde geçebileceğinizden ve gezi sırasında ortaya çıkabilecek beklenmedik sorunlarla başa çıkabileceğinizden nasıl emin olabilirsiniz? Belki rotanızı planlarken daha deneyimli gezginlerin desteğini alırsınız, belki yol boyunca kendinizi güvendiğiniz arkadaşlarınızın kollarına teslim edersiniz belki de fazladan bir can yeleği alır veya daha sağlam bir bot kullanmayı düşünürsünüz. Doğru araçlar ve destekler yerinde olduğunda, bir şey kesindir: Sadece nehir maceranızın zorluklarının üstesinden gelmekle kalmayacak, aynı zamanda daha kendine güvenen ve cesur bir “raftingçi” olarak yola devam edeceksiniz.
Tabii ki bu örnekte olduğu gibi hayat elinde bir haritayla karşımıza gelmeyebilir. Ancak herkes günlük zorluklardan, sevilen birinin ölümü, hayatı değiştiren bir kaza veya ciddi bir hastalık gibi daha kalıcı etkisi olan travmatik olaylara kadar inişler ve çıkışlar yaşayacaktır. Bu inişler ve çıkışlar insanları farklı şekillerde etkiler ve beraberinde bir düşünce seli, güçlü duygular ve belirsizlik getirir. Fakat yine de psikolojik sağlamlık sayesinde insanlar genellikle zamanla bu stresli durumlara iyi uyum sağlarlar.
Olumsuz olaylar, tıpkı sert nehir suları gibi, acı verici ve zor olsa da, hayatınızın tamamını belirlemek zorunda değiller. Hayatınızın kontrol edebileceğiniz, değiştirebileceğiniz ve büyüyebileceğiniz pek çok yönü var. İşte psikolojik sağlamlık da tam olarak bu zorlayıcı koşulların üstesinden gelirken hayatın bu taraflarını görmeyi ve onlardan güç alabilmeyi sağlıyor.
Öte yandan, psikolojik sağlamlık kötü deneyimler karşısında hiç üzülmemek, öfkelenmemek ya da sıkıntı ve zorluk yaşamamak anlamına gelmiyor. Aksine, büyük sıkıntılar veya travmalara maruz kalmış insanların genellikle duygusal acı ve stres yaşamaları olağan ve hatta psikolojik sağlamlığın oluşması için gerekli oluyor. Bu cümleden de anlayacağınız üzere, psikolojik sağlamlık kişilerde zaten yeterli derecede olan bir özellik olabileceği gibi öğrenilebilen ve geliştirilebilen de bir beceridir. Peki nasıl?
Bir sonraki yazıda da ondan bahsedelim. 🙂
Sevgiyle,
Psikolog & Uzm. Aile Danışmanı
İyem Çiftci
Kaynakça
American Psychological Association.(2020). Building Your Resilience.
https://www.apa.org/topics/resilience/building-your-resilience
Wu, G., Feder, A., Cohen, H., Kim, J. J., Calderon, S., Charney, D. S., & Mathé, A. A. (2013). Understanding resilience. Frontiers in behavioral neuroscience, 7, 10.